Ana Hint-Avrupadaki *snḗh₁wr̥‘ → Antik yunancadaki(n) νεῦρον(neûron, sinir) 

Sinir sisteminin hücresidir. Aksonları ve dendritleri aracılığıyla sinirsel uyarıyı iletir. Diğer nöronlara sinapslar ile bağlıdır.

Nörom (Sin: Neurom, Neuroma): Sinir hücrelerinde gelişen, genellikle iyi huylu tümörlerdir. (Bkz: nör–om)

Nöronal; sinir hücrelerine ait.

Sinir hücreleri, uyaranların alınmasının yanı sıra sinir uyarılarını iletmek ve işlemekten (uyarma iletimi) sorumlu olan özel hücrelerdir.

Sınıflandırma

Sinir hücrelerinin sınıflandırılması, tek tek hücrelerin gözlemlenmesi temelinde veya hücre ilişkilerinde sinir hücrelerine atanan özellikler temelinde (örneğin, Erlanger / Gasser’e göre hat hızına göre) yapılabilir. Ayrı ayrı sinir hücreleri söz konusu olduğunda, bunların morfolojisi ve ilişkili nörotransmiterler (örneğin, kolinerjik hücreler olarak adlandırılan asetilkolin) sınıflandırma için kullanılır.

Morfolojiye göre

  1. Unipolar sinir hücresi
  2. bipolar sinir hücresi
  3. psödounipolar sinir hücresi
  4. multipolar sinir hücresi

Embriyonik dönemde, henüz herhangi bir uzantıya sahip olmayan apolar sinir hücreleri (nöroblastlar) da vardır.

İşleve göre

  1. motor sinir hücreleri: somatomotor; vejetatif: visceromotor (sempatik, parasempatik)
  2. duyu sinir hücreleri: somatosensitif; vejetatif: viseral duyarlı (sempatik, parasempatik)
  3. İnternöronlar

Anatomi

  • Merkezi sinir sisteminde (MSS) sinir hücreleri, omurilik ve beyin parankiminin temel bileşenleridir.
  • Periferik sinir sisteminde (PSS) çevreleyen kılıf ve besleme katmanlarıyla birlikte binlerce sinir lifi demetlerine sinir denir.
  • MSS’deki yapılardan kaynaklanan kraniyal sinirler de PSS’nin bir parçasıdır.
  • Duyusal organlardaki reseptörlerden MSS’ye giden liflere afferent, MSS’den efektörlere (örneğin kaslar, bezler) giden sinir liflerine efferent denir.
    • Burada efferent ve afferent lifler birbirine bağlanabilir ve ortak bir yol alabilir. MSS içinde ‘afferent’ getiren anlamına gelir, ‘efferent’ götüren anlamına gelir.

Histoloji

Sinir hücresinde farklı bölümler ayırt edilebilir:

  • Dendritler, sinapslar yoluyla diğer binlerce sinir hücresiyle temas kuran ve bunlardan uyarı alan hücre gövdesinin en iyi plazmatik dallanmalarıdır.
  • Soma veya perikaryon, bir sinir hücresinin hücre gövdesine, hücre çekirdeği etrafındaki plazmatik alana, dendritler ve aksonlar olmadan verilen addır.
  • Akson (nörit olarak da adlandırılır), sinir uyarılarını iletmek için kullanılan sinir hücresinin uzun bir uzantısıdır. Aksiyon potansiyelleri, akson yoluyla diğer sinir hücrelerine veya kas hücrelerine aktarılır. Aksonun içinde, sinir hücresinin sitoplazmasının % 90’ından fazlasını oluşturan aksoplazma bulunur.
  • Soma’dan aksona geçişteki akson yükseltisi, depolarizasyon eşiği aşıldığında bir dizi aksiyon potansiyeli oluşturur.
  • Aksonun ucundaki sinaptik uç düğmesi, gelen sinyali nörotransmiterler yardımıyla kimyasal uyarma iletimi yoluyla aşağı akış hücresinin dendritlerine iletir.
  • Diğer hücreler gibi, sinir hücreleri de geniş bir hücre iskeletine sahiptir. Nörofibriller hücre şeklinin tutarlılığını sağlarken mikrotübüller aksonal taşınmada önemli bir rol oynar (aşağıya bakınız).

Fizyoloji

Uyarı iletimi

İyon kanalları

Sinir hücreleri aracılığıyla iletilen bilgi, hücre zarının elektriksel potansiyelindeki değişikliklerle kodlanır. Bu mekanizma, iletimin temelidir. Hücre zarındaki iyon kanallarını açarak iyonlar içeri veya dışarı akabilir ve böylece hücrenin yükünü değiştirebilir. Bu görev değişikliği pasif olarak veya aksiyon potansiyelleri aracılığıyla aktarılır ve sinapslarla diğer sinir hücrelerine aktarılır.

Aksonlar ile taşıma

Bazen çok uzun olan aksonlardaki hücre zarı hareketleri, ‘aksonal taşıma’ terimi altında özetlenen özel hücresel süreçlerle mümkün olur.

Biyokimya

Nörotransmiterler, sinir hücrelerindeki özel haberci maddelerdir. Kimyasal olarak çok farklı yapıları vardır, ancak ortak noktaları, uyarmanın başka bir nörona aktarılmasıdır. Kimyasal sinapslarda gerçekleşir. Nörotransmiterler presinaptik olarak salınır ve sinir hücreleri arasındaki sinaptik boşluğa girer. Post-sinaptik olarak, hücre zarı üzerindeki reseptörler tarafından tanınırlar ve onlara tersine çevrilebilir şekilde bağlanırlar.

Bağ, zardaki iyon kanallarının geçici olarak açılmasına yol açar, bu da iyon akımlarını ve dolayısıyla zar potansiyelinde bir değişikliği tetikler. Uyarı verici (EPSP) veya inhibe edici (IPSP) postsinaptik bir potansiyel tetiklenebilir.

Bu uyarı iletimi ilkesi sadece sinir hücreleri arasındaki bağlantılar için değil, aynı zamanda nöromüsküler sinapslar için de geçerlidir. Burada uyarılmış sinir hücrelerinin uyarıları, motor uç plakalarında asetilkolin (ACh) aracılığıyla kas liflerine iletilir.

  • Pozitron Emisyon Tomografisi (PET), Tek Foton Emisyon Tomografisi (SPECT) görüntüleme yöntemleri nöronal reseptörleri görüntülemek için uygundur.