Yumurtalık kistleri, bir yumurtalığın içinde veya yüzeyinde sıvı dolu keseler veya ceplerdir. Nispeten yaygındırlar ve çeşitli nedenlerle ortaya çıkarak farklı kist türlerine yol açabilirler. Bu kistlerin etiyolojisini ve patogenezini anlamak, doğru tanı ve yönetim için esastır.

Yumurtalık Kistlerinin Etiyolojisi ve Patogenezi
1. Foliküler Kistler
- Etiyoloji:** Foliküler kistler, tipik olarak yumurtlama gerçekleşmediğinde oluşan bir tür fonksiyonel kisttir. Yumurtlama sırasında bir yumurta bırakması gereken Graafian folikülü bunu yapamaz. Bunun yerine büyümeye ve sıvı biriktirmeye devam ederek kist oluşumuna yol açar.
- Patogenez:** Bu durum genellikle düzensiz adet döngülerine sahip kadınlarda, özellikle de genç kadınlarda ve menopoza girmiş olanlarda görülür. Foliküler kistlerin çoğu iyi huyludur ve müdahaleye gerek kalmadan 6-8 hafta içinde kendiliğinden düzelme eğilimindedir.
2. Corpus Luteum Kistleri
- Etiyoloji:** Bu kistler, adet döngüsü sırasında progesteron üretiminde rol oynayan geçici bir endokrin yapı olan korpus luteumdan gelişir. Hem normal adet döngülerinde hem de hamilelik sırasında ortaya çıkabilirler.
- Patogenez:** Korpus luteum bazen sıvı veya kanla dolarak bir kist oluşturur. Kist duvarındaki granüloza hücreleri progesteron üretmeye devam eder ve bu da adet kanamasını geciktirebilir. Bu kistler genellikle iyi huyludur ve içerikleri tipik olarak açık sarıdır. Nadiren 8 cm’den daha büyük olurlar. Hamilelikte, rahim zarının korunmasında çok önemli bir rol oynarlar, bu nedenle zamanından önce çıkarılmamalıdırlar.

3. Theca-Lutein Kistleri
- Etiyoloji:** Theca-lutein kistleri genellikle hormonal dengesizliklerle, özellikle de insan koryonik gonadotropini (HCG) gibi hormonları içeren doğurganlık tedavilerinin neden olduğu dengesizliklerle ilişkilidir.
- Patogenez:** Bu kistler oldukça büyüyebilir, bazen 8 inç boyutuna kadar ulaşabilir, ancak hormonal stimülasyon durdurulduğunda tipik olarak çözülür. Yumurtalıkların aşırı uyarılması nedeniyle oluşurlar ve berrak sıvı ile dolu çok sayıda kistin gelişmesine yol açarlar.
4. Çikolata Kistleri (Endometriomalar)
- Etiyoloji:** Bu kistler, endometriyal dokunun (normalde rahmi kaplayan) rahim dışında büyüdüğü bir durum olan endometriozis ile ilişkilidir.
- Patogenez:** Çikolata kistleri, yumurtalık içinde bulunan endometriyal dokudan kaynaklanan kanama nedeniyle zamanla biriken eski kanla doludur. Kistler, bu kanın varlığı nedeniyle karakteristik kalın, kahverengimsi bir görünüme sahiptir, bu nedenle “çikolata kistleri” olarak adlandırılır.
5. Paraovaryan Kistler
- Etiyoloji:** Paraovaryan kistler Wolffian kanalının (embriyonik gelişim sırasında mevcut olan bir yapı) ve mezonefrik kanalın kalıntılarından kaynaklanır.
- Patogenez:** Bu kistler tipik olarak yumurtalığın bitişiğinde bulunur ve genellikle asemptomatiktir. Genellikle görüntüleme çalışmaları veya ameliyat sırasında tesadüfen keşfedilirler.
6. Polikistik Yumurtalıklar (PCO)
- Etiyoloji:** Polikistik overler, yumurtalık içinde çok sayıda kistin varlığı ile karakterize edilir ve polikistik over sendromunun (PCOS) ayırt edici özelliğidir. Bununla birlikte, polikistik yumurtalıklara sahip olmak, bir kadının mutlaka PKOS olduğu anlamına gelmez.
- Patogenez:** PKOS hormonal bir dengesizlikten, özellikle de yumurtalık kist duvarlarındaki teka hücreleri tarafından üretilen aşırı androjenlerden (erkeklik hormonları) kaynaklanır. Bu durum çok sayıda küçük kistin gelişmesine, adet düzensizliklerine ve hirsutizm ve akne gibi hiperandrojenizm semptomlarına yol açar. Bu durum tipik olarak iki taraflıdır ve metabolik bozukluklarla ilişkilidir.
Belirtiler
Fonksiyonel yumurtalık kistleri genellikle asemptomatiktir ve pelvik muayeneler veya görüntüleme çalışmaları sırasında tesadüfen bulunur. Bununla birlikte, semptomlar ortaya çıktığında, bunlar şunları içerebilir:
- Adet Düzensizlikleri: Ağır kanama (hipermenore) veya adet görmeme (amenore) gibi.
- Pelvik Ağrı: Büyük kistler veya rüptüre kistler akut veya kronik pelvik ağrıya neden olabilir.
- Hormonal Bozukluklar: Kistin türüne bağlı olarak, saç büyümesi veya cilt durumundaki değişiklikler de dahil olmak üzere hormonal dengesizlikle ilgili semptomlar mevcut olabilir.
Teşhis
- Öykü ve Fizik Muayene: Adet döngüsü ayrıntıları ve hormonal kontraseptif kullanımı dahil olmak üzere kapsamlı bir tıbbi öykü çok önemlidir. Bimanuel pelvik muayene, büyümüş bir yumurtalığı veya ele gelen bir kisti ortaya çıkarabilir.
- Vajinal Ultrason: Yumurtalık kistlerinin teşhisi için altın standart vajinal ultrasondur. Kist tipik olarak, içindeki sıvıyı gösteren hipoekoik içeriğe sahip pürüzsüz, ince duvarlı bir kitle olarak görünür.

Tedavi
- Dikkatli Bekleme: Çoğu fonksiyonel kist için, özellikle foliküler ve korpus luteum kistleri için, genellikle 6-8 hafta içinde kendiliğinden düzeldiğinden spesifik bir tedavi gerekmez. Ultrason ile takip önerilir.
- Ağrı Yönetimi: Ağrının giderilmesi için antispazmodikler veya NSAID’ler reçete edilebilir.
- Hormonal Tedavi: Oral kontraseptifler gibi ovülasyon inhibitörleri, özellikle tekrarlayan fonksiyonel kist vakalarında yeni kist oluşumunu önlemek için kullanılabilir.
- Cerrahi Müdahale: Bir kist çok büyükse, kendi kendine düzelmiyorsa veya torsiyon veya rüptür gibi komplikasyonlar gösteriyorsa, laparoskopik olarak çıkarılması gerekebilir. Şiddetli ağrıya veya iç kanamaya neden olan yırtılmış bir kist gibi acil durumlarda, acil ameliyat gereklidir.
Komplikasyonlar
- Rüptüre Kist: Rüptüre bir yumurtalık kisti ani, şiddetli ağrıya neden olabilir ve kist içeriği karın boşluğuna dökülürse peritonite yol açabilir.
- Yumurtalık Torsiyonu: Bir yumurtalık kisti yumurtalığın destekleyici bağlar etrafında bükülmesine neden olursa, yumurtalığa giden kan akışını kesebilir. Bu durum son derece ağrılıdır ve yumurtalığı açmak ve kan akışını yeniden sağlamak için acil cerrahi müdahale gerektirir. Tedavi edilmezse yumurtalık hemorajik enfarktüs ve nekroza uğrayabilir.
Yumurtalık kistlerinin etiyolojisi ve patogenezinin anlaşılması, uygun yönetim ve tedavi için hayati önem taşımaktadır. Birçok kist iyi huylu ve kendi kendini sınırlayıcı olsa da, acil tıbbi müdahale gerektiren komplikasyonlar ortaya çıkabilir.

Tarih
Yumurtalık kistlerinin keşfi ve anlaşılması, etiyolojisi, patogenezi ve tedavisi hakkındaki bilgilerde önemli ilerlemelere işaret eden çeşitli kilometre taşlarıyla zaman içinde önemli ölçüde gelişmiştir. İşte yumurtalık kisti keşfi tarihindeki bazı önemli kilometre taşları:
1. Yumurtalık Kistlerinin Erken Tanınması (18.-19. Yüzyıl)
- Yumurtalık Kistlerinin Tanımı: 18. yüzyılın sonlarında ve 19. yüzyılın başlarında, doktorlar genellikle otopsiler veya ameliyatlar sırasında gözlemlenen yumurtalık kistleri vakalarını tanımlamaya ve belgelemeye başladılar. Erken dönem tıp literatüründe bunlardan “yumurtalık damlası” veya “yumurtalık tümörleri” olarak bahsedilmiştir.
- Cerrahi Yönetim: İlk başarılı ovariotomi (bir yumurtalığın cerrahi olarak çıkarılması) 1809 yılında Ephraim McDowell tarafından gerçekleştirilmiştir. Bu çığır açan ameliyat, yumurtalık kistleri için cerrahi müdahalenin başlangıcını işaret ediyordu, ancak durumun anlaşılması hala ilkeldi.
2. Patolojik Sınıflandırmanın Gelişimi (19. Yüzyılın Sonları)
- Kist Tiplerinin Farklılaşması: Patoloji bir disiplin olarak geliştikçe, doktorlar yumurtalık kistlerini histolojik özelliklerine göre sınıflandırmaya başladılar. Bu dönemde dermoid kistler, seröz kistadenomlar ve müsinöz kistadenomlar gibi çeşitli kist tipleri tanımlanmıştır.
- Fonksiyonel Kistlerin Tanınması: Foliküler ve korpus luteum kistleri gibi “fonksiyonel” yumurtalık kistleri kavramı ortaya çıkmaya başladı ve bunlar neoplastik (tümörle ilişkili) kistlerden ayrıldı.
3. Hormonal Etkinin Anlaşılması (20. Yüzyılın Ortaları)
- Hormonal Patogenez: 20. yüzyılın ortalarında, araştırmacılar yumurtalık kistlerinin oluşumunda hormonların rolünü, özellikle de östrojen ve progesteronun foliküler ve korpus luteum kist gelişimi üzerindeki etkisini anlamaya başladılar. Bu dönem aynı zamanda fonksiyonel kistleri yönetmek için hormonal tedavilerin kullanılmaya başlandığını da gördü.
- 1960’larda oral kontraseptiflerin kullanılmaya başlanması, yumurtlamayı ve dolayısıyla fonksiyonel kist oluşumunu önleyerek yumurtalık kistlerinin yönetiminde yeni bir yaklaşım sağlamıştır.
4. Tanısal Görüntülemedeki Gelişmeler (1970’ler-1980’ler)
- Ultrason Görüntüleme: 1970’lerde ultrasonografinin ortaya çıkışı yumurtalık kistlerinin teşhisinde devrim yarattı. Klinisyenler ilk kez yumurtalık kistlerini gerçek zamanlı olarak görüntüleyebilmiş, bu da non-invaziv tanıya ve kist tipleri arasında daha iyi ayrım yapılmasına olanak sağlamıştır.
- Laparoskopi: 1970’lerde ve 1980’lerde laparoskopinin geliştirilmesi ve iyileştirilmesi, yumurtalık kistlerinin hem teşhisi hem de tedavisi için minimal invaziv bir yöntem sağlayarak açık ameliyat ihtiyacını önemli ölçüde azalttı.
5. Moleküler ve Genetik Anlayışlar (20. Yüzyılın Sonları – 21. Yüzyılın Başları)
- Genetik ve Moleküler Araştırma: 20. yüzyılın sonlarında, moleküler biyoloji ve genetik alanındaki gelişmeler, özellikle polikistik over sendromu (PCOS) gibi durumlarda kist oluşumunun altında yatan mekanizmalara ışık tutmaya başlamıştır. FSH reseptörünü veya androjenlerin rolünü etkileyenler gibi genetik mutasyonların tanımlanması, kist gelişimi hakkında daha derin bilgiler sağlamıştır.
- Filaggrin ve Hormonların Rolü: Hormonal dengesizlikler ve yumurtalık kistleri arasındaki ilişkinin anlaşılması, özellikle yumurtalık hücreleri üzerindeki hormonal reseptörlerin keşfi ve büyüme faktörlerinin rolü ile daha da rafine edildi.
6. Modern Yaklaşımlar ve Güncel Araştırmalar (21. Yüzyıl)
- Hedefe Yönelik Tedaviler ve PCOS Yönetimi: 21. yüzyılda yumurtalık kistleri, özellikle de PCOS için daha hedefe yönelik tedaviler geliştirilmiştir. Bu, insülin duyarlılaştırıcı ajanların, anti-androjenlerin ve kist oluşumunun kökenindeki hormonal dengesizlikleri ele alan diğer ilaçların kullanımını içerir.
- Doğurganlık Tedavileri ve Yumurtalık Kistleri: Yumurtlama indüksiyonu gibi doğurganlık tedavilerinin yumurtalık kisti oluşumu üzerindeki etkisine ilişkin araştırmalar, büyük theca-lutein kistleri riskini azaltarak gelişmiş yönetim stratejilerine yol açmıştır.
İleri Okuma
- Gougeon, A. (1996). Regulation of ovarian follicular development in primates: facts and hypotheses. Endocrine Reviews, 17(2), 121-155. doi:10.1210/edrv-17-2-121.
- Radin, R., & Seltzer, V. L. (2002). Functional ovarian cysts: diagnosis and management. Obstetrics and Gynecology Clinics of North America, 29(1), 93-108. doi:10.1016/S0889-8545(03)00070-6.
- Mitwally, M. F. M., & Casper, R. F. (2006). Aromatase inhibition for ovarian stimulation: future avenues for infertility management. Current Opinion in Obstetrics and Gynecology, 18(3), 278-283. doi:10.1097/01.gco.0000192992.05182.e5.
- Giudice, L. C. (2010). Endometriosis. New England Journal of Medicine, 362(25), 2389-2398. doi:10.1056/NEJMra0804690.
- Diernaes, J. E., Ropke, A., Nielsen, H. S., Christiansen, M., & Ulrich, L. G. (2011). Differential diagnosis and management of ovarian cysts in pregnancy. Acta Obstetricia et Gynecologica Scandinavica, 90(6), 635-640. doi:10.1111/j.1600-0412.2011.01189.x.
- Skubisz, M. M., & Tong, S. (2012). The risk of spontaneous miscarriage in women with a corpus luteum cyst detected in early pregnancy: A prospective cohort study. Journal of Obstetrics and Gynaecology Research, 38(1), 208-213. doi:10.1111/j.1447-0756.2011.01795.x.
- Sirmans, S. M., & Pate, K. A. (2014). Epidemiology, diagnosis, and management of polycystic ovary syndrome. Clinical Epidemiology, 6, 1-13. doi:10.2147/CLEP.S37559.
- Gupta, D., & Singh, A. (2015). Ovarian torsion: A review. International Journal of Clinical and Diagnostic Research, 3(1), 11-13. doi:10.21088/ijcdr.2395.0981.3115.13.
