
İngilizce: paramnesia
Paramnezi nitel bir hafıza bozukluğudur ve hafızanın çarpıtılması veya aldatılmasıdır. Ancak, etkilenen kişiler bunların sanrı olduğunun farkındadır.
Paramnezi terimi 1886 yılında Alman psikiyatrist Emil Kraepelin tarafından hafıza hatalarını ifade etmek üzere ortaya atılmıştır. Kraepelin üç ana tür ayırt etmiştir;
- bunlardan biri basit hafıza aldatmacaları olarak adlandırdığı, kişinin hayalinde canlandırdığı ya da rüyasında gördüğü olayları gerçekmiş gibi hatırlamasıdır. Bu durum kafası karışık ve amnezik kişiler arasında nadir değildir ve paranoid durumlarda da görülür.
- Kraepelin ayrıca, biriyle ilk kez karşılaşan bir kişinin onu daha önce gördüğünü iddia etmesi gibi çağrışımsal hafıza aldatmacalarından da bahsetmiştir. Bu durum yinelemeli paramnezi ya da basitçe yineleme olarak yeniden adlandırılmıştır.
- Son olarak, yeni bir durumun daha önceki bir durumun tüm ayrıntılarıyla kopyası olarak deneyimlendiği tanımlayıcı paramnezi vardı; bu artık déjà vu veya paramnesia tout court olarak bilinmektedir. Konfabülasyon terimi genel olarak yanlış hatırlama üretimini ifade eder.
Form

Aşağıdaki olgular bu terim altında özetlenmiştir:
“Déjà vu”: Yanlış tanıma veya görünürde aşinalık. kişinin daha önce bilmediği yerleri ziyaret ettiği veya yeni durumları daha önce deneyimlediği izlenimine sahip olması.
“Jamais-vu”: Bu “deja vu “nun tam tersidir. Burada, tanıdık yerler veya durumlar yabancı olarak algılanır.
Hipermnezi: Bu abartılı bir hafızadır. Bu, güncel gerçekleri veya uzun süredir unutulduğu düşünülen olayları içerebilir. Örneğin beyin travması, hipnoz veya rüyalardan sonra ortaya çıkar.
Ekmnezi: Ekmnezi, etkilenen kişinin geçmişi şimdiki zaman gibi hissettiği bir zaman deneyimi bozukluğudur.
İntrüzyon: İntrüzyon, travmatik olayların hatırlanması ve yeniden yaşanmasıdır. Bu terim imgeleri, kabusları ve geri dönüşleri içerir. İntrüzyonlar travma sonrası stres bozukluklarında ortaya çıkar ve genellikle önemli bir uyaranla bağlantılıdır. Etkilenen kişi uyarıcı tarafından “tetiklenir” ve bu deneyim üzerinde çok az etkisi vardır. Acı seviyesi yüksektir. Bu bağlamda intihar girişimleri, kendine zarar verme davranışları veya dissosiyasyonlar ortaya çıkabilir.