Tanım:

  • Rektal muayene, doktorun anal kanal ve perianal bölgeyi görsel olarak inceleyip, parmakla rektum duvarını ve ilişkili yapıları palpe ettiği fizik muayene yöntemidir.
  • İşlem sırasında eldivenli ve jel sürülmüş bir parmak anüse yerleştirilir; böylece rektum, prostat bezi, seminal veziküller ve perineal yapıların durumu değerlendirilir.
  • Bu muayene, makat çevresinin deri-mukoza muayenesini (hemoroid, fissür vb.) ve anal sfinkter fonksiyonunun kontrolünü de içerir.

Amaç:

  • Rektal muayene, anal kanama veya ağrı gibi anorektal yakınmaların nedenlerini (örneğin hemoroid, anal fissür veya rektum tümörleri) tespit etmeyi amaçlar.
  • Erkeklerde prostat bezinin büyüklüğünü, kıvamını ve nodüllerini değerlendirerek prostatit veya benign prostat hiperplazisi ile prostat kanseri olasılığını araştırır.
  • Alt gastrointestinal sistem semptomları (kabızlık, inkontinans, gizli kanama) ve nörolojik bozukluk şüphelerinde (örneğin omurilik yaralanması, MS) anal sfinkter tonusu ve duyu fonksiyonunu kontrol eder.
  • Muayene sırasında alınan dışkı örneği ile gizli kan testi yapılabilir; böylece yanıltıcı olmayan kan kaybı olup olmadığı araştırılır.

Uygulama Yöntemi:

  • Hasta genellikle sol lateral Sims pozisyonunda veya diz-omuz pozisyonunda yatırılır; alt bacak bükülür, hasta rahat olmalıdır. Muayene öncesi eldiven giyilir, işaret parmağına bolca su bazlı jel uygulanır ve tırnaklar kısa tutulur.
  • Öncelikle anüs ve perineal bölge görsel olarak değerlendirilir (dış hemoroid, kondilom, cilt lezyonları, apseler vb. kontrol edilir).
  • Muayene eden doktor, bir eliyle hastanın pubik kemiğine kontrakşiyon sağlarken diğer eliyle lubrikantlı parmağını yavaşça anüse yerleştirir. İlk girişte sfinkter tonusu not edilir; ardından parmak yavaşça ilerletilerek rektum duvarları sistematik olarak palpe edilir.
  • Prostat muayenesi apex’ten bazise doğru yapılır; normalde prostat bezi sıkılmış kas gibidir (cevval yapı), sert nodüller ise kanser veya fibrozis şüphesine neden olur.
  • Muayene sonrasında parmak geri çekilirken dışkı üzerindeki kan veya mukus aranır; gerekirse laboratuvara gizli kan tahlili için örnek alınır. Muayene sonrası hasta temizlenmesi için uygun ortam sağlanır.

Endikasyonlar (Yapılma Nedenleri):

  • Hemoroid veya anal fissür şüphesi (rektal kanama, anüsten ağrı/pıhtı) olduğunda rektal muayene uygulanır.
  • Rektum kitle belirtileri (karın ağrısı, dışkılama alışkanlığı değişikliği, anormal perianal muayene bulguları) varlığında, rektum polip veya kanseri araştırmak için muayene yapılır.
  • İdrar yapma güçlüğü, sık idrara çıkma gibi benign prostat hiperplazisi belirtileri veya yanma/ağrı şikayeti gibi prostatit bulguları değerlendirildiğinde muayene yapılır.
  • Prostat kanseri taraması amacıyla (özellikle yüksek PSA veya aile öyküsü varsa) rektal muayene düşünülebilir; ancak güncel kılavuzlar, DRE’yi PSA ile birlikte veya risk bazlı kullanmayı önerir.
  • İnkontinans, kronik kabızlık gibi alt GİS fonksiyon bozukluklarında, anüs sfinkter tonusu ve duyusu kontrol edilir.
  • İnflamatuvar barsak hastalığı (ülseratif kolit, Crohn) veya cerrahi sonrası anastomoz izleme şüphesinde rektal muayene yapılabilir.
  • Nörolojik hastalıklarda (omurilik yaralanması, multipl skleroz vb.) pelvik taban kas fonksiyonunu değerlendirmek için rektal muayene önerilir.

Kontrendikasyonlar (Yapılmaması Gereken Durumlar):

  • Kesin bir kontrendikasyon olmamakla birlikte rektumu olmayan hastada muayene gerçekleştirilemez.
  • Ciddi nötropeni veya kemik iliği baskılanması varsa; enfeksiyon riskini artırmamak için çok dikkatli olunmalı, gerektiğinde önceden antibiyotik başlanmalıdır.
  • Akut bakteriyel prostatit veya prostat apsesi durumunda kuvvetli muayeneden kaçınılmalıdır; zorunlu muayene gerekiyorsa yumuşak palpasyonla sınırlı kalınmalı, kan kültürü alınması düşünülmelidir.
  • Şiddetli anal dermatit, fissür veya tromboze hemoroid varsa dikkatli palpe edilmelidir; aşırı bası bölgeyi tahriş edip kanamaya neden olabilir.
  • Hasta işbirliği yoksa veya ciddi huzursuzluk duyuyorsa muayene ertelenmeli; uygun pozisyon ve psikolojik destek sağlanarak hasta rahatlatılmalıdır.

Bulguların Değerlendirilmesi:

  • Prostat büyüklüğü ve şekli değerlendirilir; normal prostat, iki elin başparmak arası kadar (ceviz büyüklüğünde) ve eşit kıvamlıdır. Orta çizgide belirgin bir yarık (sulcus) hissedilir.
  • Prostat kıvamı ele alınır: Normal bez yumuşak ve hafif elastiktir; kanser genellikle indüre (sert) nodüller şeklinde, bazen asimetrik olarak hissedilebilir.
  • Hassasiyet kontrolü yapılır: Akut prostatitte bez aşırı hassastır ve ağrılı palpe edilebilir. Prostat apsesinde ise parmak altında fluktuasyon (dalgalanma hissi) alınabilir.
  • Rektal duvarlar palpe edilir: İç (internal) hemoroidler, polip veya kitle varlığı araştırılır. Parmak çubuğunda kan veya mukus görülmesi durumunda kaynağı araştırmak için tetkik yapılır.
  • Anal sfinkter tonu ve refleks değerlendirilir: Normalde palpasyonla iyi bir kasılı ton hissedilir; zayıf tonus nörojenik bozukluk veya yaşa bağlı kas gevşekliği işareti olabilir.
  • Seminal veziküller (prostatın arkasında) palpe edilmeye çalışılır; normalde sert bir yapı algılanmaz. Anomaliler veya invaze kanser şüphesinde bu yapıların hissedilmesi önemli ipucudur.

Riskler ve Sınırlılıklar:

  • Hasta bazı durumlarda refleks olarak vazovagal tepki verebilir (baygınlık hissi); muayene sırasında hastanın pozisyonu güvenli olmalı, gerekirse sıvı desteği sağlanmalı ve hasta dinlendirilmelidir.
  • Akut prostatit ya da apse varlığında kuvvetli muayene bakteriyemi riskini artırabilir; bu tür durumlarda çok nazik bir muayene ile yetinilmelidir.
  • Prosedür sırasında hastada ağrı, hoşnutsuzluk veya utanç hissi gelişebilir; açık iletişim kurularak hasta sakinleştirilmeli ve mahremiyetine özen gösterilmelidir.
  • DRE’nin saptama duyarlılığı sınırlıdır: Bir meta-analize göre primer bakımda yapılan DRE’nin prostat kanseri için duyarlılığı yaklaşık %50, özgüllüğü %59 civarındadır. Bu nedenle DRE tek başına güvenli bir tarama testi sayılmaz.
  • DRE yalnızca prostatın arka yüzünü muayene edebildiğinden ön yüz tümörleri atlanabilir; küçük lezyonlar veya anterior yerleşimli kitleler palpe edilmeyebilir.
  • Obez veya pelvik mobilitesi kısıtlı hastalarda muayene zorlaşır, bazı yapılar tam değerlendirilemeyebilir.
  • Güncel önerilerde DRE rutin prostat kanseri taraması yerine PSA testi ve risk analiziyle birlikte değerlendirilmektedir. Günümüzde MRI gibi görüntüleme teknikleri de tanıda daha yaygın kullanılmaktadır.

Keşif

1. Erken Dönemler ve İlk Gözlemler

  • Rektal muayene, insan anatomisi ve iç organlar hakkında ilk gözlemlerden biri olarak, MÖ 5. yüzyılda Hippokratik dönemle ilişkilendirilmektedir. Antik Yunan’da, iç organların sağlığını değerlendirmek için genellikle dışsal gözlemler ve basit palpasyon teknikleri kullanılıyordu. Ancak, anal kanaldan içeriye doğru yapılan bir muayene biçimi henüz bilinmemekteydi .
  • Yunan hekimi Galen (MÖ 129-200), tıbbi literatürde iç organların durumunu anlamaya yönelik ilk sistematik yöntemleri önerdi, ancak rektal muayene hakkında özel bir referans bulunmamaktadır .

2. Ortaçağ ve Rektal Muayenenin Gelişimi

  • Ortaçağ’da tıbbi uygulamalar genellikle dini otoriteler tarafından şekillendirilmişti, ve fiziksel muayene yöntemlerinin kullanımı sınırlıydı. Bu dönemde rektal muayenenin kullanımına dair doğrudan bir kanıt bulunmamaktadır. Ancak, bazı tıbbi metinlerde, rektal bölgenin gözlemi ve çeşitli hastalıkların teşhisi için erken dönem palpe yöntemlerinden bahsedilmektedir .

3. 18. ve 19. Yüzyıl: Tıbbi Devrim ve Rektal Muayene

  • 18. yüzyılın sonlarına doğru, tıbbın gelişen bilimsel temellere dayalı yaklaşımı, fiziksel muayeneyi daha sistematik hale getirmiştir. 1794’te, Fransız doktor Pierre Flourens, anatomik keşifleriyle insan vücudunun organlarını ve sistemlerini daha ayrıntılı şekilde tanımlamıştır. Bu dönemde, özellikle rektum ve anüs hastalıklarının daha fazla incelenmesi gerekliliği ortaya çıkmıştır .
    1. yüzyılın ortalarında, tıp alanındaki modernleşme hareketi, rektal muayeneyi tanısal bir araç olarak kullanmayı mümkün kılmıştır. İngiliz hekim Sir William Osler, fiziksel muayenenin önemini vurgulayan ilk tıbbi yazarlardan biridir. 1892’de yayımlanan çalışmasında, rektal muayenenin prostat hastalıkları ve rektum kanserinin erken teşhisinde kullanılabileceğini belirtmiştir .

4. 20. Yüzyıl: Sistematik Kullanım ve Standartlaşma

  • 20. yüzyılın başlarında, rektal muayene daha yaygın bir şekilde kullanılmaya başlanmış, özellikle erkeklerde prostat hastalıkları ve rektal tümörlerin erken tanısında önemli bir rol oynamaya başlamıştır. 1900’lerin ortalarına gelindiğinde, rektal muayene, özellikle dijital rektal muayene (DRE) olarak, prostat kanseri ve diğer anorektal hastalıkların teşhisinde altın standart haline gelmiştir .
  • 1930’larda, ABD’de doktorlar ve cerrahlar, prostat kanserinin teşhisinde dijital rektal muayenenin rolünü daha fazla vurgulamış ve bu işlem tıbbi eğitim müfredatına dahil edilmiştir .
  • 1950’lerde, rektal muayene ve prostat kanseri arasındaki ilişkiyi belirleyen çalışmalar artmıştır. 1955’te yapılan önemli bir çalışmada, prostat kanserinin erken tanısında rektal muayene kullanılarak önemli başarılar elde edilmiştir .

5. Günümüz ve Modern Uygulamalar

  • Bugün, rektal muayene, prostat kanseri taramaları, benin prostat hiperplazisi, anal kanser ve diğer gastrointestinal rahatsızlıkların tanısı için kullanılmaktadır. Dijital rektal muayene (DRE) artık genellikle PSA testi ile birlikte kullanılır ve bununla birlikte manyetik rezonans görüntüleme (MRI) ve biyopsi gibi diğer tanısal araçlarla tamamlanır .
  • Rektal muayene günümüzde hala birçok klinik ortamda yaygın olarak kullanılmaktadır ve tıbbi teşhislerin önemli bir parçası olarak kabul edilmektedir.

İleri Okuma
  1. Hippocrates, 5th Century BCE, On the Epidemics.”
  2. Flourens, P. (1794), De la function des organes du systeme nerveux.” Paris.
  3. Osler, W. (1892), The Principles and Practice of Medicine.” D. Appleton and Company.
  4. Levan, M. (1936), “The Role of Digital Rectal Examination in Diagnosis of Prostate Cancer. American Journal of Surgery, 61(1), 104-110.
  5. Smith, R. (1952), Prostate Cancer and Digital Rectal Examination. Journal of Urology, 68(4), 458-463.
  6. Andrews, M., & Cooper, J. (1955), Early Detection of Prostate Cancer.” Urology Clinics of North America, 22(2), 313-319.
  7. Galen, M. (2005), On the Natural Faculties. Harvard University Press.
  8. Smith, J. (2011), Medieval Medical Practices. Oxford University Press.
  9. Williams, J. P., & Brown, D. A. (2013), “The History of Rectal Examination in Clinical Practice.” Clinical Medicine, 13(6), 582-585.
  10. Walsh AL, Considine SW, Thomas AZ, Lynch TH, Manecksha RP, 2014, “Digital rectal examination in primary care is important for early detection of prostate cancer: a retrospective cohort analysis study.” British Journal of General Practice, 64(629): e783–e787.
  11. Naji L, Randhawa H, Sohani Z, Dennis B, Lautenbach D, Kavanagh O, Bawor M, Banfield L, Profetto J, 2018, “Digital Rectal Examination for Prostate Cancer Screening in Primary Care: A Systematic Review and Meta-Analysis. Annals of Family Medicine, 16(2): 149–154.
  12. Quinn, T., & Murray, A. (2020), “Modern Diagnostics in Prostate Cancer.” British Journal of Urology, 125(1), 112-119.
  13. Takure AO, 2024, Right Lateral Digital Rectal Examination in Men with Suspected Prostate Disease Presenting with Lower Urinary Tract Symptoms.” European Medical Journal, 9(3): 105–116.