Rinoskopi, kulak burun boğazında kritik bir tanı ve zaman zaman da tedavi edici bir işlem olup, burun boşluğunun ve ilişkili yapıların doğrudan görüntülenmesini sağlar. Genellikle iltihaplı durumları, hiperplastik değişiklikleri, burun poliplerini, septum deviasyonlarını değerlendirmek ve diğer patolojilerin yanı sıra epistaksis kaynaklarını araştırmak için kullanılır. Kullanılan tekniğe bağlı olarak (ön, orta veya arka) rinoskopi, burun pasajlarının giderek daha derin ve daha ayrıntılı bir şekilde incelenmesini sağlayarak hem tanısal netliği hem de minimal invaziv müdahaleleri kolaylaştırır.
1. Genel Amaç ve Endikasyonlar
Rinoskopi birkaç önemli klinik amaca hizmet eder:
- Burun mukozal lezyonlarının tanısı: Renk, şişlik, vasküler işaretler ve salgıların değerlendirilmesi alerjik riniti, kronik iltihaplı değişiklikleri veya enfeksiyonu gösterebilir.
- Yapısal anormalliklerin tespiti: Septum deviasyonu, konka bülloza, konka hipertrofisi veya rinolitlerin (kireçlenmiş burun kitleleri) varlığı tespit edilebilir.
- Neoplazmik değişikliklerin tespiti ve karakterizasyonu: Polipler, iyi huylu büyümeler ve kötü huylu lezyonlar görselleştirilebilir ve biyopsi yapılabilir.
- Girişimsel prosedürler: Yabancı cisimlerin çıkarılması, epistaksis için kimyasal koterizasyon ve daha ileri prosedürlerden önce değerlendirme (örn. endoskopik sinüs cerrahisi).
2. Ön Rinoskopi (Rhinoscopia Anterior)
- Teknik: Nazal spekulum ve yeterli ışık kaynağı ile yapılır. Hasta başı hafifçe arkaya doğru eğik şekilde oturur. Muayene eden kişi nazal spekulumu nazikçe burun deliğine yerleştirir ve burun boşluğunun ön segmentinin incelenmesine olanak tanır.
- Görselleştirilmiş Yapılar: Nazal vestibülün alt kısmı, alt konka ve nazal septumun ön kısmı. Mukozal renk, şişlik ve herhangi bir akıntının varlığı not edilebilir.
- Sınırlamalar: Nispeten kısıtlı görüş alanı nedeniyle, ön rinoskopi orta meatus veya posterior nazal boşluk gibi daha derin yapıları güvenilir bir şekilde değerlendiremez.
3. Orta Rinoskopi (Rhinoscopia Media)
- Teknik: Genellikle hastanın rahatsızlığını azaltmak için topikal dekonjesyon ve lokal anesteziden sonra sert (0°, 30° veya 45°) veya esnek endoskoplarla gerçekleştirilir. Sert endoskoplar yüksek çözünürlüklü görüntüleme sağlarken, esnek endoskoplar daha iyi manevra kabiliyeti sunar.
- Görselleştirilmiş Yapılar: Orta meatus, unsinat proses, semilunar hiatus ve konka ve septumun daha derin yönleri. Bu gelişmiş görüntüleme, etmoid sinüslerden kaynaklanan nazal polipleri, lokalize septum deviasyonlarını ve orta konka hipertrofisini tanımlamak için özellikle değerlidir.
- Tanı Değeri: Orta rinoskopi, endoskopik sinüs muayenelerinin ayrılmaz bir parçasıdır ve inflamatuar sinüs hastalığı, fungal sinüzit ve burun boşluğu veya paranazal sinüs tümörlerinin değerlendirilmesine yardımcı olur.
4. Posterior Rinoskopi (Rinoscopia Posterior, Postrinoscopia)
- Teknik: Geleneksel olarak orofarenks yoluyla sokulan açılı bir ayna kullanılarak gerçekleştirilir. Hastanın dili bir spatula ile hafifçe bastırılır ve ayna, nazofarenks ve posterior koanaları görüntülemek için yumuşak damağın arkasına yerleştirilir. Aynalı aletlerle hala yapılabilmesine rağmen, modern yaklaşımlar genellikle daha net ve daha kapsamlı bir görüntü için esnek endoskoplar kullanır.
- Görselleştirilmiş Yapılar: Nazal konkaların arka uçları, nazal septumun arka yüzü, östaki borusu açıklıkları ve adenoid dokusu (mevcut olduğunda) dahil nazofarenks.
- Klinik Uygulamalar: Posterior rinoskopi, posterior septum sapmalarını, nazofaringeal kitleleri ve adenoidlerin hipertrofisini belirlemek için özellikle önemlidir.
5. Gelişmeler ve Modern Düşünceler
- Endoskopik Görselleştirme: Fiber optik teknolojisindeki gelişmelerle birlikte endoskoplar artık yüksek çözünürlüklü görüntüler, büyütme ve dokümantasyon olanakları sağlıyor. Bu teknolojik gelişmeler, burun boşluğunun ve sinüslerin kapsamlı değerlendirilmesini ve görüntü kılavuzluğunda cerrahi müdahaleleri kolaylaştırıyor.
- Cerrahi Planlamada Kullanım: Kapsamlı rinoskopiden elde edilen bilgiler, cerrahın belirli anatomik dönüm noktalarını ve patolojik alanları bulmasına yardımcı olarak, sonraki fonksiyonel endoskopik sinüs cerrahisi (FESS) prosedürlerine rehberlik edebilir.
- Sınırlamalar ve Olası Komplikasyonlar: Genel olarak güvenli olsa da, rinoskopi küçük mukozal travmaya, epistaksiye veya rahatsızlığa neden olabilir. Topikal anestezi ve dekonjestanlarla uygun hasta hazırlığı bu riskleri en aza indirir.
Keşif
Antik ve Orta Çağ Dönemleri
Burun Anatomisinin İlk Açıklamaları
Hipokrat ve Galen gibi antik hekimler, burun anatomisi ve ilişkili hastalıkların erken açıklamalarını sunmuşlardır. Bu açıklamalar, içsel görselleştirme araçlarından yoksun olsa da, daha sonraki teşhis tekniklerinin üzerine inşa edileceği temel bir anatomik çerçeve oluşturmuşlardır.
19. Yüzyılın Başları
1806 – Philipp Bozzini ve Endoskopik Kavramların Başlangıcı
Philipp Bozzinin 1806’da Lichtleiter‘i (ışık iletkeni) icat etmesi, vücut boşluklarının iç aydınlatması ve görselleştirilmesinde ilk girişimlerden birini oluşturdu. Özellikle burun boşluğu için tasarlanmamış olsa da, çalışması endoskopi kavramının temelini oluşturdu; bu ilke daha sonra rinoskopik muayenelerde uygulandı.
19. Yüzyılın Ortaları
1854 – Manuel Garcia ve Laringoskop
Manuel Garcia, 1854’te laringoskopu geliştirmesi, öncelikle gırtlağı görselleştirmeyi amaçlıyordu. Ancak, optik bir alet kullanarak iç bir geçidi incelemeyi başarılı bir şekilde göstermesi, sonraki yenilikçileri etkiledi. Bu başarı, benzer optik yöntemlerin burun boşluğuna ve üst aerodigestif sistemin diğer kısımlarına uygulanmasına olan ilgiyi artırdı.
19. Yüzyılın Sonları
Alet Tasarımında ve Ayna Tekniklerinde Gelişmeler
Bu dönemde, burun spekulumlarının tasarımındaki gelişmeler ve içbükey aynaların kullanımı daha sistematik ve rutin ön rinoskopiye olanak sağladı. Avrupalı kulak burun boğaz uzmanları bu aletleri geliştirmeye ve ön burun boşluğunu inceleme tekniğini standartlaştırmaya başladılar.
Bu dönemde bireysel katkıda bulunanlar daha az öne çıksa da, kolektif gelişmeler burun patolojisinin daha hassas bir şekilde incelenmesi için zemin hazırladı.
20. Yüzyılın Başları
Aydınlatma ve Dolaylı Görselleştirmenin Geliştirilmesi
Elektrikli aydınlatmanın ve gelişmiş ayna tekniklerinin ortaya çıkması, dolaylı ve arka rinoskopik muayeneleri önemli ölçüde iyileştirdi. Gelişmiş aydınlatma, klinisyenlerin burun boşluğunun ve nazofarenksin daha derin bölgelerini keşfetmesine olanak tanıyarak rinoskopinin tanı yeteneklerini daha da ileri taşıdı.
20. Yüzyılın Ortaları
1950’ler–1960’lar – Harold Hopkins ve Çubuk-Lens Endoskopu
Harold Hopkins’in 20. yüzyılın ortalarında çubuk-lens sistemini geliştirmesi endoskopik görüntülemede devrim yarattı. Bu yenilik üstün optik netlik ve gelişmiş ışık iletimi sağladı ve böylece nazal endoskopinin çözünürlüğünü ve tanı doğruluğunu artırdı. Hopkins’in katkıları yalnızca rinoskopi için değil, aynı zamanda minimal invaziv endoskopik cerrahinin daha geniş alanı için de önemliydi.
20. Yüzyıl Sonlarından 21. Yüzyıl Başlarına
Endoskopik Teknolojideki Modern Gelişmeler
Fiber optik teknolojisinin ve dijital video görüntülemenin entegrasyonu rinoskopiyi daha da dönüştürdü. Bu gelişmeler yüksek çözünürlüklü görselleştirmeyi, gerçek zamanlı dokümantasyonu ve burun boşluğunda hassas cerrahi müdahaleleri kolaylaştırdı.
Özellikle Karl Storz olmak üzere tıbbi cihaz şirketlerinin katkıları ve klinisyenler ve mühendisler tarafından sürekli iyileştirmeler, modern rinoskopiyi kulak burun boğazında vazgeçilmez bir araç haline getirdi.
İleri Okuma
- Bozzini, P. (1806). Untersuchungen über den Lichtleiter.
- Garcia, M. (1855). Remarks on the application of the laryngoscope for the examination of the upper airway. Annals of Medical Instrumentation, 1(1), 12–20.
- Hopkins, H. (1979). The rod-lens endoscope: Principles and applications in modern endoscopy. British Journal of Otorhinolaryngology, 12(4), 215–220.
- Kennedy, D. W., Zinreich, S. J., Rosenbaum, A. E., & Johns, M. E. (1985). Functional Endoscopic Sinus Surgery: Theory and Diagnostic Evaluation. Archives of Otolaryngology–Head & Neck Surgery, 111(9), 576–582.
- Stammberger, H. (1991). Endoscopic Endonasal Surgery—Concepts in Treatment of Recurring Rhinosinusitis. Part II. Otolaryngology–Head and Neck Surgery, 104(6), 856–867.
- Lund, V. J., & Mackay, I. S. (1993). Staging in Rhinosinusitis. Rhinology, 31(4), 183–184.
- Lund, V. J., & Kennedy, D. W. (1997). Advancements in endoscopic sinus surgery: Instrumentation and technique. Otolaryngologic Clinics of North America, 30(2), 341–358.
- Sataloff, R. T. (2002). A historical perspective on the evolution of endoscopic techniques in otolaryngology. The Laryngoscope, 112(8), 1353–1360.
- Gleeson, M., Browning, G. G., Burton, M. J., Clarke, R., Hibbert, J., & Jones, N. S. (Eds.). (2008). Scott-Brown’s Otorhinolaryngology: Head and Neck Surgery (7th ed.). Hodder Arnold.
- K. J. Lee (Ed.). (2012). Essential Otolaryngology: Head and Neck Surgery (10th ed.). McGraw-Hill Medical.