Etimoloji
- Trigonum retromolare: Retromolar üçgen için Latince terim.
- Retro-molar: Azı dişlerinin arkasındaki bölgeyi ifade eder.
- Crus mediale ve crus laterale: Üçgenin medial (temporal tepe) ve lateral (ön ramus) kemik sınırlarını tanımlamak için burada kullanılan terimler. Bunlar evrensel olarak standartlaştırılmış terimler değildir ancak Latince kökenli anatomik isimlendirmeyle uyumludur.
Literatürde sıklıkla “molar arkasındaki üçgen” olarak adlandırılan, mandibulada bulunan küçük, anatomik olarak belirgin, üçgen bir alandır. Retromolar trigon, alt çenede son molar dişin, özellikle üçüncü moların (yirmi yaş dişi) arkasında bir doku alanıdır.
Özellikle lokal anestezi, cerrahi çekimler ve tümör yönetimi açısından oral ve maksillofasiyal cerrahide klinik öneme sahiptir. Ağız boşluğunun bir parçasıdır ve özellikle tümörler gibi potansiyel sorunları belirlemek için diş ve tıbbi bağlamlarda önemlidir.

Anatomik Tanım
Retromolar trigon, üçüncü molar (veya son mandibular molar) soketinin arkasında yer alır. Sınırları genellikle şu şekilde tanımlanır:
- Medial (Crus Mediale): Mandibulanın temporal kret, temporalis kasının bağlandığı bir sırt. ,
- Lateral (Crus Laterale): Mandibula ramusunun ön sınırı, çene gövdesinden yukarı doğru uzanan dikey kısım.
- Bazal (Alt) Sınır: Genellikle alveolar sürecin arka yüzüne, özellikle üçüncü molar soketinin distal yüzüne karşılık gelir.
Retromolar trigon, konumu nedeniyle çeşitli anatomik yapıların birleştiği bir bölgedir. Alt alveolar kanaldan dallanan nörovasküler demetler için çıkış noktası görevi gören aksesuar foraminalar (retromolar foraminalar) içerebilir. Bu aksesuar kanallar bazen mandibular molar bölgesinin aksesuar innervasyonuna katkıda bulunabilir ve bölgede cerrahi prosedürleri planlarken önemlidir.
Klinik Sonuçlar
- Anestezi: Retromolar trigon, inferior alveolar sinirin blokajını elde etmek için alternatif bir enjeksiyon yeri olarak kullanılabilir. Bu bölgeye lokal anestezik birikimi, sinire ulaşmak için aksesuar kanallar aracılığıyla yayılabilir ve geleneksel inferior alveolar sinir bloğuna (IANB) bir alternatif sunabilir. Bu yaklaşım özellikle kan diskrazileri olan hastalarda veya derin doku enjeksiyonlarının kontrendike olduğu durumlarda faydalıdır.
- Cerrahi Çekimler ve İmplant Yerleştirme: Gömülü üçüncü molar dişlerin cerrahi çekimi sırasında, retromolar trigon içinde aksesuar foraminaların varlığı, nörovasküler yapılar yaralanırsa hastayı beklenmedik kanamalara veya duyusal bozukluklara yatkın hale getirebilir. Bu nedenle, bu bölgenin morfolojisinin kapsamlı bir şekilde anlaşılması, intraoperatif komplikasyonları en aza indirmek için önemlidir.
- Patolojik Hususlar:
Skuamöz hücreli karsinomlar gibi lezyonlar retromolar trigonda ortaya çıkabilir. Mandibular ramus ile anatomik devamlılığı ve bitişik yumuşak dokulara ve kemiğe erken invazyon potansiyeli nedeniyle, bu bölgedeki tümörlerin prognozu genellikle daha kötüdür. Bu tür durumlar için evreleme ve cerrahi planlamada ayrıntılı görüntüleme ve anatomik değerlendirme hayati önem taşır.
Anatomik Varyasyonlar
Retromolar trigon, bireyler arasında önemli değişkenlik gösterir. Bazı durumlarda, trigonun içinde veya yakınında, eşlik eden damarlarla birlikte inferior alveolar sinirin bir dalını ileten iyi tanımlanmış bir retromolar foramen bulunur. Bu aksesuar foraminaların sayısındaki, boyutundaki ve pozisyonundaki değişkenlik, retromolar bölgede cerrahi müdahaleleri planlarken ameliyat öncesi görüntüleme (konik ışınlı bilgisayarlı tomografi gibi) önemini vurgular.
Keşif
Önemli Noktalar
- Retromolar trigon ilk olarak 20. yüzyılın başlarında anatomik metinlerde tanındı.
- “Retromolar trigon” terimi 1983 yılında Jesse ve arkadaşları tarafından onkolojide popüler hale getirildi.
- Byers ve arkadaşları 1986 yılında tedavi sonuçlarını daha detaylı inceledi.
- Görüntüleme ve cerrahideki gelişmeler 1990’lardan itibaren anlayışı geliştirdi.
Tarihsel Zaman Çizelgesi
Retromolar trigonun anlaşılması zamanla gelişti:
- 20. yüzyılın başlarında: Anatomistler retromolar alanı, özellikle “trigon” olarak tanımlamasa da, tanımlamaya başladılar.
- 1950’ler-1970’ler: Alan, genellikle “retromolar alan” veya “boşluk” olarak adlandırılan, ağız kanserleri için bir yer olarak tanındı.
- 1983: Jesse ve arkadaşları “retromolar trigon”u kanser çalışmaları için kullanan önemli bir makale yayınladı ve resmi olarak tanınmasını sağladı.
- 1986: Byers ve diğerleri tedavi araştırmalarını ilerletti ve tıbbi önemini sağlamlaştırdı.
- 1990’lar-2000’ler: Gelişmiş görüntüleme (BT ve MRI gibi) ve cerrahi teknikler tedaviyi ve anlayışı geliştirdi.
- Günümüz: Devam eden araştırmalar daha iyi sonuçlar için genetik ve immünoterapiye odaklanıyor.
“Retromolar trigon” teriminin, bölgenin anatomik öneminin daha erken bilinmesine rağmen 1980’lere kadar yaygın olarak kullanılmaması şaşırtıcıdır ve bu, tıbbi terminolojinin pratik anlayışın gerisinde kalabileceğini göstermektedir.
Anatomik Bağlam ve Erken Tanıma
Retromolar trigon, üçüncü moların arkasındaki mukoza olarak tanımlanır, medial olarak mandibulanın temporal tepesi ve lateral olarak ramusun ön sınırı ile sınırlanır, tabanı molar soketinin arkasındadır. Bu yapı küçük olsa da bademcikler, dil ve ağız tabanı gibi hayati yapılara yakınlığı nedeniyle klinik olarak önemlidir ve bu da onu oral patolojide kritik bir alan haline getirir.
Gray gibi anatomistlerinki gibi 20. yüzyılın başlarından kalma tarihi anatomik metinler, alanın erken tanındığını gösteren “retromolar boşluk” veya “fossa”dan bahseder. Ancak, “retromolar trigon” terimi tutarlı bir şekilde kullanılmamıştır, bu da resmi adlandırmasının daha sonra standart anatomik isimlendirmenin bir parçası olarak geldiğini düşündürmektedir.
20. Yüzyılın Ortaları: Patolojide Ortaya Çıkış
1950’ler ve 1960’larda, retromolar alan patolojik çalışmalarda, özellikle de ağız kanserleriyle ilişkisi nedeniyle not edilmeye başlandı. Shedd ve diğerlerinin 1968 tarihli “Retromolar Alanın Karsinomaları” adlı çalışması gibi makaleler, Cancer’da (cilt 22, sayı 3, sayfalar 551-557) yayınlanmış, bölgeye odaklanmış ancak “trigon” yerine “retromolar alan” ifadesini kullanmıştır. Bu dönem, bölgenin skuamöz hücreli karsinom için bir yer olarak ilk kez tanınmasını işaret etmiş ve cerrahlar ile onkologlar klinik zorluklarını belgelemeye başlamıştır.
Önemli Dönüm Noktası: “Retromolar Trigone”un Tanıtımı (1983)
1983 yılında Jesse ve ark.’nın “Retromolar trigonun skuamöz hücreli karsinomu” başlıklı yayınıyla önemli bir dönüm noktası yaşandı, Head & Neck Surgery (5. cilt, 5. sayı, 407-413. sayfalar). Bu makale, “retromolar trigone” terimini özellikle kullanan ilk makalelerden biridir ve onkoloji bağlamında belirgin bir anatomik alt bölge olarak tanımlamıştır. Bu resmi adlandırma, özellikle kanser evrelemesi ve tedavi planlaması için tıbbi literatürde kullanımının standartlaştırılmasına yardımcı olmuştur.
Yunanca üçgen anlamına gelen “trigone” kelimesinin seçimi, şeklini yansıtır ve “retromolar”, anatomik adlandırma kurallarına uygun olarak moların arkasındaki konumunu belirtir. Bu makale muhtemelen daha önceki anatomik tanımlardan yararlanmıştır ancak terimi klinik kullanım için resmileştirmiş ve Jesse ve ark.’nı onkolojik bağlamında öncü olarak işaretlemiştir.
Daha Fazla Katkı ve Tedavi İlerlemeleri (1986’dan İtibaren)
Jesse ve ark.’nın çalışmalarına dayanarak, Byers ve ark. 1986’da “Retromolar trigonun skuamöz karsinomu”nu Head & Neck Surgery’de (8. cilt, 3. sayı, 197-203. sayfalar) yayınlayarak tedavi sonuçlarına ve prognostik faktörlere odaklandı. Bu çalışma, cerrahi ve radyoterapi yaklaşımları hakkında ayrıntılı veriler sunarak retromolar trigonun karsinomu anlayışını geliştirdi.bByers ve diğerlerinin çalışmaları, sonraki protokolleri etkileyen kombine modalite tedavilerine vurgu yapmasıyla dikkat çekmektedir.
1987 – Ossenberg’in Çalışması:
Ossenberg’in kuru mandibulalardaki retromolar foramen üzerine yaptığı öncü çalışma, retromolar bölgedeki anatomik varyasyonları vurguladı. Odak noktası aksesuar foramen olmasına rağmen, bulguları bu bölgenin klinik önemini vurguladı ve sınırlarının tanımlanmasına katkıda bulundu.
1991 – Sawyer ve Kiely’nin Katkıları:
Retromolar bölgenin daha fazla incelenmesi, özellikle anestezi ve cerrahi çekimlerde diş prosedürleriyle olan ilişkisini vurguladı. Çalışmaları, bölgenin belirgin bir anatomik varlık olarak dikkat çekmesine yardımcı oldu.
Teknolojik ve Klinik Gelişmeler (1990’lar-2000’ler)
1990’lar ve 2000’ler, retromolar trigonun anatomisinin ve tümör kapsamının görüntülenmesini iyileştiren bilgisayarlı tomografi (BT) ve manyetik rezonans görüntüleme (MRG) gibi görüntüleme teknolojilerinde önemli ilerlemeler gördü.
2008 – Suazo-Galdames ve diğerleri ve Retromolar Üçgen:
Suazo-Galdames ve meslektaşlarının retromolar üçgeni alt alveolar sinir bloğu anestezisi için alternatif bir enjeksiyon yeri olarak tanımlamasıyla önemli bir an yaşandı. Çalışmaları yalnızca net bir anatomik tanım sağlamakla kalmadı, aynı zamanda bu bölgenin pratik klinik uygulamalarını da gösterdi.
Mazziotti ve diğerlerinin 2014 tarihli “Çoklu Planlı Bilgisayarlı Tomografi Rekonstrüksiyonlarıyla Retromolar Trigon Kanserine Tanısal Yaklaşım” adlı makalesi gibi çalışmalar, Kanada Radyologlar Derneği Dergisi’nde (cilt 65, sayı 4, sayfa 335-344) yayımlandı ve daha önceki çalışmalara dayanarak tümör yayılımını değerlendirmede çoklu dedektörlü BT’nin rolünü vurguladı.
Cerrahi teknikler de gelişti ve serbest flepler (örneğin, radyal ön kol veya anterolateral uyluk flepleri) gibi rekonstrüktif seçenekler rezeksiyon sonrası rekonstrüksiyon için standart hale geldi. Horta ve diğerlerinin 2016 tarihli “The Retromolar Trigone: Anatomy, Cancer Treatment Modalities, Reconstruction, and a Classification System” adlı çalışması, Craniofacial Surgery Dergisi’nde (cilt 27, sayı 4, sayfa 1070-1076) yayımlandı ve tedaviye yönelik multidisipliner yaklaşımı yansıtan rekonstrüktif cerrahi için sınıflandırma sistemleri önerdi.
2016 ve Sonrası – Modern Anatomik ve Radyografik Çalışmalar:
Park ve meslektaşları tarafından yürütülenler gibi sonraki araştırmalar, retromolar kanalın morfometrik anlayışını ve retromolar trigon ile ilişkisini daha da geliştirdi. Yüksek çözünürlüklü görüntülemeyi kullanan bu çalışmalar, bu karmaşık alanda mevcut olan varyasyonları ölçerek cerrahi planlamayı geliştirdi ve anestezi tekniklerini iyileştirdi.
Günümüzde araştırmalar, retromolar trigon kanserleri için tedaviyi kişiselleştirmeyi amaçlayan moleküler biyoloji, genetik profilleme ve immünoterapiye odaklanmaya devam ediyor. Yao ve ark.’nın 2022 analizi olan, Oral Oncology’de (cilt 127, makale 105767) yayınlanan “Retromolar trigonun primer skuamöz hücreli karsinomlu hastaların klinik özellikleri ve prognozu: SEER tabanlı bir analiz” gibi çalışmalar, sağkalım sonuçlarına ilişkin popülasyon temelli içgörüler sunarak, bu alanın devam eden evrimini vurgulamaktadır.
İleri Okuma
- Suazo-Galdames, I. C., Cantín-López, M. G., & Zavando-Matamala, D. A. (2008). Inferior alveolar nerve block anesthesia via the retromolar triangle, an alternative for patients with blood dyscrasias. Medicina Oral, Patología Oral y Cirugía Bucal, 13(E43–E47).
- Law, C. P., Chandra, R. V., Hoang, J. K., et al. (2011). Imaging the oral cavity: key concepts for the radiologist. British Journal of Radiology, 84(1006), 944–957.
- Knipe, H., Deng, F., Elfeky, M., et al. (2016). Retromolar trigone. Radiopaedia.org. https://doi.org/10.53347/rID-37451
- Park, M.-K., Jung, W., Bae, J.-H., & Kwak, H.-H. (2016). Anatomical and radiographic study of the mandibular retromolar canal. Journal of Dental Sciences, 11(4), 370–376.
- Demir, U. L., & Öztürk Yanaşma, H. (2020). Treatment Outcomes for Primary Retromolar Trigone Carcinoma: A Single Institution Experience. Turk Archives of Otorhinolaryngology, 58(2), 87–92. https://doi.org/10.5152/tao.2020.5153
Yorum yazabilmek için oturum açmalısınız.