“Katekolamin” teriminin kökeni, 17. yüzyılda ilaç ve boyalarda kullanılan büzücü bir madde olan kateşu’ya atıfta bulunan Malayca “kachu” kelimesine dayanmaktadır. Bu terim, 1960’larda katekolaminlerin modern kullanımına dönüşmüş ve bedensel işlevler için çok önemli olan bir hormon bileşikleri sınıfına atıfta bulunmaya başlamıştır.

Katekolaminlerin Yapısı ve Türleri

Katekolaminler, bir katekol grubu (bitişik pozisyonlarda iki hidroksil yan grubu olan bir benzen halkası) ve bir amin yan zincirinden oluşan monoamin nörotransmitterlerdir. Strese karşı tepkilere aracılık ederek ve kan basıncını artırarak sempatik sinir sisteminde hayati bir rol oynarlar.

Birincil katekolaminler şunları içerir:

  • Adrenalin (Epinefrin)
  • Noradrenalin (Norepinefrin)
  • Dopamin
  • Metanefrin
  • Vanilin-mandelik asit ve homovanilin-mandelik asit gibi parçalanma ürünleri
  • Özellikle metanefrin, laboratuvar teşhislerinde katekolamin sentezini değerlendirmek için kullanılır.

Katekolaminlerin İşlevleri

Katekolaminler, sinir hücreleri tarafından diğer hücrelere sinyal göndermek için üretilen kimyasallar olan nörohormonlar olarak işlev görür. Stres tepkilerinde çok önemlidirler ve çeşitli fizyolojik etkileri vardır:

  • Kan basıncını arttırmak
  • Katabolizmanın desteklenmesi (karmaşık moleküllerin daha basit moleküllere parçalanması)
  • Kalp atış hızının ve kasılma gücünün düzenlenmesi
  • Savaş ya da kaç tepkisini yönetmek

Katekolamin Örnekleri ve Testleri

Üç ana katekolamin şunlardır:

  • Dopamin: Beyindeki ödül ve haz mekanizmalarında rol oynar.
  • Norepinefrin: Öncelikle uyanıklık ve dikkatin sürdürülmesinde rol oynar.
  • Epinefrin: Vücudun savaş ya da kaç tepkisinde önemli bir rol oynar.

Katekolamin seviyeleri tipik olarak belirli sağlık durumlarını teşhis etmek veya izlemek için kan veya idrar testleri yoluyla ölçülür. Bu hormonların anormal derecede yüksek seviyeleri feokromositoma (böbrek üstü bezi dokusunun nadir bir tümörü) veya nöroblastoma (olgunlaşmamış sinir hücrelerinden gelişen bir kanser) gibi ciddi sağlık sorunlarına işaret edebilir.

Yüksek Katekolamin Seviyelerinin Belirtileri

Yüksek katekolamin seviyeleri, hemodinamik (kan akışıyla ilgili) ve metabolik etkileri nedeniyle aşağıdakiler de dahil olmak üzere bir dizi semptomla sonuçlanabilir:

  • Hipertansiyon (yüksek kan basıncı)
  • Baş Ağrıları
  • Spontan terleme
  • Kalp çarpıntısı
  • Anksiyete veya panik atak
  • Solukluk (solgunluk)

Katekolamin Düzeylerinin Tanısal Önemi

Katekolaminler fiziksel veya duygusal strese yanıt olarak salınır. Bu hormonların test edilmesi bazı nadir tümörlerin teşhis edilmesine veya ekarte edilmesine yardımcı olur. Örneğin, bir katekolamin testi, teşhis edilmediği takdirde önemli sağlık komplikasyonlarına neden olabilen feokromositoma veya nöroblastomun belirlenmesinde çok önemlidir.

Tarih

Erken Tarihçe ve Etimoloji

17. Yüzyıl: “Catechu” terimi, ilaçlarda ve boyalarda kullanılan büzücü bir maddeye atıfta bulunan Malayca “kachu” kelimesinden türetilmiştir.

Keşif ve Tanımlama

1895: Adrenalin (epinefrin) ilk kez John Jacob Abel tarafından adrenal bezlerden izole edildi.
1901: Jokichi Takamine ve Thomas Bell bağımsız olarak adrenalini izole eder ve fizyolojik etkilerini tanımlar.
1903: Friedrich Stolz adrenalini sentezleyerek yapısını doğruladı.

Katekolaminleri Anlamada Gelişmeler

1940: Norepinefrin (noradrenalin), bir nörotransmitter ve hormon olarak rolünü açıklayan Ulf von Euler tarafından keşfedilir.
1950: Dopamin, bir nörotransmitter olarak rolü üzerine yaptığı çalışmalarla daha sonra Nobel Ödülü alacak olan Arvid Carlsson tarafından tanımlanır.
1960: “Katekolamin” terimi, ortak katekol yapılarını ve amin gruplarını tanıyarak bu bileşikleri toplu olarak tanımlamak için kullanılmaya başlandı.

Teşhis Tekniklerinin Gelişimi

1960: Kan ve idrardaki katekolamin seviyelerini ölçen teknikler geliştirilerek ilgili bozuklukların daha iyi teşhis edilmesine olanak sağlandı.
1970: Yüksek performanslı sıvı kromatografisi (HPLC) katekolamin ölçümü için standart bir yöntem haline geldi.

Araştırma ve Klinik Uygulamalar

1980: Katekolaminlerin stres tepkilerindeki rolü ve bunların hipertansiyon ve diğer kardiyovasküler durumlarla bağlantısı kapsamlı bir şekilde incelenmiştir.
1990: Moleküler biyolojideki gelişmeler katekolamin biyosentezi ve regülasyonunun daha iyi anlaşılmasını sağlar.
2000: Feokromositoma ve paraganglioma gibi katekolamin üreten tümörlerle ilişkili genetik mutasyonların keşfi.

Son Gelişmeler

2010s: Gelişmiş görüntüleme teknikleri ve genetik testler, katekolamin salgılayan tümörlerin tanı ve yönetimini geliştirir.
2020s: Devam eden araştırmalar, katekolaminlerin nörodejeneratif hastalıklar ve ruh sağlığı bozukluklarındaki rolüne odaklanmaktadır.

Katkılar ve Önemli Kişiler

  • John Jacob Abel (1895): Adrenalini izole ederek katekolaminler üzerine gelecekteki araştırmalar için temel oluşturdu.
  • Jokichi Takamine ve Thomas Bell (1901): Adrenalini bağımsız olarak izole ettiler ve tanımladılar.
  • Friedrich Stolz (1903): Adrenalini sentezleyerek kimyasal yapısını doğruladı.
  • Ulf von Euler (1940’lar): Norepinefrini keşfetti ve bir nörotransmitter olarak rolünü aydınlattı.
  • Arvid Carlsson (1950’ler): Dopamini ve bir nörotransmitter olarak işlevini tanımladı, daha sonra Nobel Ödülü’ne layık görüldü.

İleri Okuma

  1. Goldstein, D.S., Eisenhofer, G., & Kopin, I.J. (2003). Sources and significance of plasma levels of catechols and their metabolites in humans. Journal of Pharmacology and Experimental Therapeutics, 305(3), 800-811.
  2. Eisenhofer, G., Peitzsch, M., & Lehnert, H. (2017). Catecholamine Metabolism: A Contemporary View with Implications for Physiology and Medicine. Pharmacological Reviews, 69(2), 230-311.
  3. Engelhardt, D., & Diederich, S. (2011). Pathophysiology of catecholamine biosynthesis, release, and metabolism in humans. Endocrine Reviews, 32(3), 295-342.
  4. Kudlacz, E.M., & Sanders, B.J. (1984). Clinical assessment of catecholamine levels in patients with neuroendocrine tumors. Clinical Chemistry, 30(12), 2030-2040.
  5. Lenders, J.W.M., Duh, Q.Y., & Eisenhofer, G. (2014). Pheochromocytoma and Paraganglioma: An Endocrine Society Clinical Practice Guideline. Journal of Clinical Endocrinology & Metabolism, 99(6), 1915-1942.

Click here to display content from YouTube.
Learn more in YouTube’s privacy policy.